20 Ocak 2012 Cuma

Bali’nin Bahtsız Bacısı: LOMBOK (Konuk Yazar Müjdat Sönmez'in Kaleminden)

Herkese merhaba...!
2012 yılında bloguma &friends takısı ekleyerek, her ay farklı bir gezginden, bir gezi yazısı yayımlayarak blogumu zenginleştirmeye karar verdim... İlk yazı meslektaşım ve çok değerli arkadaşım Müjdat Sönmez'in Lombok / Endonezya üzerine çalışması. Sevgili Müjdat'a teşekkür eder ve sizlere de bir gün Prag'a giderseniz mutlaka onun rehberliğinde şehri tanımanızı tavsiye ederim. Uzun zaman önce Prag'a yerleşmiş olan Müjdat , Orta Avrupa konusunda bulunabilecek en iyi uzman...!
Yazısını keyifle okumanız dileğiyle, Addis Ababa'dan hepinize sevgiler...
Bengi Işıl Göktürk
Bali’nin Bahtsız Bacısı: LOMBOK
Müjdat SÖNMEZ
Bali’yi bilmeyen yoktur neredeyse. Gidip görmese de hemen herkes güzelliğinden az çok haberdardır. Doğası, mimarisi, canayakın halkı, hayranlık uyandıran tapınakları, törenleri, dansları, renkleri dillere destandır. Doğruya doğru, bütün övgüleri fazlasıyla hakeder Bali; güzeldir, alımlıdır, hayat dolu ve güler yüzlüdür ama bir de bacısı vardır gölgesinde: Lombok.
Mahallenin tüm delikanlılarını peşinden koşturan fettan küçük kardeşine hiç benzemez abla Lombok. Ağırbaşlı ve içine kapanıktır. İhmal edilmişliğini, gölgede kalmışlığını kader belleyip sabırla susmuş, kısmetinin açılacağı günü beklemiştir inançla. Bahtsızlığı sürekli rol çalan küçük aşüftenin erkenden palazlanıvermesindendir, yoksa ne güzellikte Bali’den geri kalır, ne doğal zenginlikte. Volkan desen onda, mercan denizi desen onda, plaj desen onda, hem de en bakiri en tenhasından.
Lombok’un bu kararlı bekleyişi nihayet meyvelerini vermeye başladı, kara bahtı ona da güldü. Bu mazbut güzelin de kapısını çalmaya başladı talipler. Uluslararası havalimanı 2009'da hizmete girdi, beş yıldızlı ilk tatil köyü de geçen sene açıldı ve söylenenlere gore Birleşik Arap Emirlikleri 10 kilometrelik bir sahil şeridini satın alıp büyük bir tatil kompleksinin yapımına start vermiş.
Yanyana olmalarına rağmen Lombok ve Bali apayrı coğrafi özelliklere sahip. İki adanın arasında Wallace Boğazı yer alıyor. Darwin’in çağdaşı olan Alfred Wallace adını taşıyan bu boğaz sadece fiziksel olarak değil, iki adayı sadece jeolojik özellikler açısından da ayırıyor. Bali'de tropik iklim hüküm sürerken, Lombok’ta daha çok bir zamanlar parçası olduğu Avustralya kıtasının savan iklimi hakim.  Bu nedenle Lombok ve Bali'de yaşayan bitki ve hayvan türleri birbirinden tamamen farklı.
Ancak asıl önemli farklılık kültürel doku. Endonezya müslüman bir ülke ve  Lombok’ta ülkeyi oluşturan yaklaşık onüçbin adada olduğu gibi  müslümanlar yaşıyor, Bali’de ise Hindular. Onaltıncı yüzyılda bütün adalar hızla müslümanlaştırılmış, ancak Bali’ye özerklik verilip Hindu dini sadece burada serbest bırakılmış.
Bali ile ilgili kaynaklarda Lombok bir detaydır sadece, oysa Bali'den bahsetmeden Lombok'u anlatmak olmaz. Bali Lombok'un alnının yazısı, biyografisinin giriş cümlesi'dir.
‘Tanrıların adası’ olarak nam salan Bali atmışlı yıllarda turizmle tanışmış ve kısa zamanda Endonezya’nın vitrine haline gelmiş. Dolayısıyla bütün yatırımlar bu adaya yapılmış, uluslararası zincirler tarafından adada peşpeşe oteller ve tatil köyleri açılmış. Halk turizme tamamen adapte olmuş durumda. Evlerini, tapınaklarını, sunaklarını turistlere açmışlar; bir yandan günlük hayatlarını ve ibadetlerini sürdürürken, bir yandan da fotoğraflarının çekilmesini yadırgamıyor, hatta çapkın gülüşlerle buna davetiye bile çıkarıyorlar. Geri kalmış ülkelerde olduğu gibi turistlerin etrafında pervane olup dilenen çocuklar ve kadınlar yok burada. İstisnasız herkes gülümsüyor. Öyle maske gibi, zoraki bir tebessüm değil yüzlerindeki. Gönülden ve doğal. Adanın her yerinden fışkıran huzurun, tapınakların zerafetinin, ibadet biçimlerinin güzelliğinin yüzlerine yansıması sanki bu gülüş. Halk birbirine olduğu kadar turistlere karşı da son derece güleryüzlü. İbadet ederek yaşıyor, yaşayarak ibadet ediyorlar. İnancın ve günlük hayatın mükemmel bir uyumla kaynaştığı istisnai bir yer Bali.
Lombok ise daha yeni yeni tanışıyor turizm ile. Altyapı neredeyse hiçyok, olan da çok yetersiz. Wallace Boğazı'nı hızlı teknelerle iki saat, feribotlarla dört saatte geçip Lombok’a ulaştığınızda zamanda da yolculuk yapmışsınız hissine kapılıyor, elli-atmış yıl öncesine gidiyorsunuz. Nitelik ve nicelik olarak herşey Bali’nin yıllarca gerisinden geliyor Lombok’ta. Ama ne gam? Yeni yeni emeklemeye başlayan turizm sektörü Lombok’u  „Bali’nin bakir hali” sloganıyla pazarlıyor. Ada turizminin ağır silahları el değmemiş plajları, sörf için ideal denizleri, inanılmaz zenginlikteki mercan yatakları, Sasak köyleri ve unutulmaz bir tecrübe vaat eden Rinjani volkanı.
Sasaklar Lombok'un ilk sakinleri. Yaklaşık 14. yüzyılda adaya ilk adımı atan bu göçebe topluluğun kökenlerinin bugünkü Myanmar'a kadar uzadığı söyleniyor. Hemen hepsi müslüman olan ve artık büyük bölümü yerleşik hayata geçmiş olan Sasaklar adanın iklimi ve doğasıyla en uyumlu koşullarda yaşıyorlar yüzyıllardır. Sasak evleri bizim Doğu Karadeniz'in serendelerini andırıyor. Ahşap kazıklar üzerinde yükselen bu dörtgen planlı sazdan evlerin orta katı yaşam alanı, altı hayvan ahırı, bir merdivenle ulaşılan üst kat ise erzak/pirinç deposu. Lumbung denen bu evlerde orta kat geceleri yatak odası olarak kullanılıyor, gündüzleri ise yemeklerini orada yiyor, sohbetlerini orada ediyor, sıcaklar bastırdığında dört yandan esen hafif rüzgarların kucağında aynı zamanda çatıyı oluşturan tepedeki erzak deposunun gölgesinde kestiriyorlar. Yüzyıllardır doğayla bu kadar uyumlu bir halde yaşayan adalıların son asırda betonla tanıştıktan sonra inşa ettiği 'modern' mahalleleri görünce insanın içi sızlıyor gerçekten. En ucuz, en kalitesiz betondan derme çatma bu evler yığını bir gecekondu mahallesine dönüştürüyor bu cennet köşesini. Adanın en güzel Sasak köylerinden biri olan Sade'yi görmek göze de ruha da iyi geliyor bu yüzden. Köylerini en basit malzemeyle inşa etmelerine rağmen, Sasaklar birçok mühendislik sorununu asırların tecrübesiyle damıtarak çözmüş, üstelik sadelikten taviz vermeden yapıları ve sokakları güzelleştirmeyi de başarmışlar. Hiçbir fazlalık, hiçbir eksiklik yok. Her şey olması gerektiği gibi, o kadar doğal.
Bu sakin adanın en turistik yeri batı kıyısındaki Senggigi. Buradaki oteller ve tatil köyleri Bali'yi çağrıştırıyor. Cafe-restoranları ve dükkanları da. Neyse ki Bali'nin Kuta'sı gibi çığrından çıkmış değil henüz.
Lombok'un en büyük kozu, kutsal sayılan Rinjani volkanı. İnanışa göre zirveye kimin ulaşacağına dağın kendisi karar verirmiş. 3726 m. yüksekliğindeki Rinjani Endonezya'nın üçüncü en yüksek dağı. Zirveye çıkan çeşitli parkurlar arasında en çok rağbet görenleri kuzeydeki Senaru ve doğudaki Sembalun kentlerinde başlayıp bitenler. İki, üç ya da dört gün süreli trekking turları düzenleniyor. Bir rehber ve bir porter eşliğinde gün boyu tırmanıp, geceleri kamp yaparak unutulmaz bir macera yaşamak mümkün. Tırmanışın en zor etabı zirveye en yakın kısmı. Gece üçte başlayan bu etap karanlıkta el fenerleriyle iki buçuk saat yokuş yukarı tırmanmayı gerektiriyor. Şafak söktükten sonra karanlıkta yürümenin zorluğu bitiyor ama zirveye çıkan yamaç daha da dikleşiyor. Üstelik zirveye en yakın bölüm çakıl taşı büyüklüğünde lav döküntülerinden oluşuyor ve iki adım çıkıp bir adım geri kayıyorsunuz. Bu yokuş yukarı mehter yürüyüşü boyunca nefessizlikten ve yorgunluktan etrafınıza bakamıyor, kayıp düşmeyeyim diye tüm dikkatinizi ayağınızı bastığınız noktaya veriyorsunuz. Ancak nefeslenmek için bir an durup etrafınıza bakınca ne yorgunluk kalıyor, ne de korku. Nefesiniz yine kesiliyor, ama bu sefer manzaranın güzelliğinden.  İki gün önce yola çıkarken başladığınız nokta bir taş atımı uzağınızda sanki, zirveye son birkaç yüz metre kalmış, aşağınızda, 2000 metrede olağanüstü güzellikteki Segar Anak gölü, daha da aşağılarda çepeçevre tropikal orman ve en dış dairede bütün Lombok'u çevreleyen deniz. Adanın değil, dünyanın zirvesindesiniz sanki, hayatınızda hiç olmadığınız kadar yukarıda. Bir yandan adım atacak haliniz yokken, diğer taraftan "yolun geri kalanını da mutlaka çıkmalıyım" duygusu sarıyor. "Artık pes etmek olmaz, bu kadar geldikten sonra havlu atamam" diyorsunuz. İnanmasanız da safsatalara, dağ dile geliyor birden, "Unutma..." diyor "...sana değil, bana bağlı zirveye çıkıp çıkamayacağın. Kararı verecek olan benim!". İşte o zaman farkediyorsunuz kimbilir kaç zamandır kabul edilmek için dualar ettiğinizi. Ve kan ter içinde zirveye ulaştığınızda hepsine değiyor.
Rinjani turlarının adalılar için büyük bir iş kapısı ve Lombok turizminin en büyük kozlarından biri olmasına rağmen, çevre kirliliği ne yazık ki had safhada. Özellikle kamp yapılan yerler civarında ve zirveye çıkan patikalar boyunca her türlü medeniyet artığı bulmak mümkün.  Her yer çöp içinde. İşletmecilikten bilahaber yetkililerin kısa vadeli planlarıyla yürüyor işler. Ülkenin tümünde görülen zayıf  ve yozlaşmış devlet eli volkanın en tepelerine bile ulaşıyor. Camileri, yolları, okulları, hastaneleri ile üçüncü dünya toprağı olduğunu söylüyor Lombok. Kadrini kıymetini bilmeyen bu adamların elinde nasıl kocayıp yıprandığını, eski güzelliğinden birşey kalmadığını anlatıyor, dert yanıyor uzun uzun.  Başkent Mataram'ın çirkinliğinden ve betonlaşmasından yakınıyor ah ede ede. Hak versem de gönlünü almak ve konuyu değiştirmek için köylerinin, plajlarının, gililerinin güzelliğinden dem vuruyorum. Küçük adacık anlamına gelen gililerden sayısız miktarda var Lombok'ta, ama tam kuzeybatı köşesinde düşünce balonları gibi peşpeşe yükselen üç tanesi var ki, gözlerinin içi parlıyor Lombok'un, söz onlardan açılınca. Gili Trawangan, Gili Meno ve Gili Air. Hele ki en küçükleri Gili Air'in adını anınca en anaç haliyle gülümsüyor.
Trawangan içlerinde en turistik olanları. Ama öyle bunaltıcı bir kalabalık değil bu. Herkes, her şey son derece rahat, dingin ve huzurlu. Motorlu taşıtların olmadığı bu cennet adalarda franjipan ağaçlarıyla çevrili bahçeler arasında birbirinden zarif, birbirinden güzel konaklama tesisleri yer alıyor. Geleneksel mimariden esinle yapılmış bu şık otellerde modern hayatın nimetlerini bulmak da mümkün. Üstelik sudan ucuz fiyatlarla.
İslamın etkisiyle yerliler denizden el ayak çektikleri için, plajlar hep turistlere kalmış. Turistlerin tek ilgisi plajlar değil elbet. Sörf ve özellikle dalış için gerçek bir cennet bu adalar. Basit bir gözlük ve snorkelle bile mercanları gözlemek mümkün. Daha teknik donanımlı dalışlar tabii ki çok daha fazlasını vaat ediyor. Şahsen, elli atmış metre ötemde huşu ile turlayıp mercan kemiren hörgüç kafalı papağan balıklarını kolay kolay unutamam. Herbiri bir birbuçuk metrelik bu koca balıkların tam on yedi tanesi birden düştü benim sansıma. Dinamitle avlanma yüzünden yetmişli yıllarda mahvolan mercanlar ise artık koruma altında ve son derece zengin denizaltı faunasının baş aktörleri konumundalar.
İster mercanları, ister ormanları, ister volkanı için gitmiş olun Lombok'ta aradığınızdan fazlasını bulacaksınız. Turizm yüzünden masumiyetini kaybetmeden, hala bakirken Lombok'a gitmenin tam zamanı. 

------------------------------------------------------------------------------


BALİ
LOMBOK
Yüzölçümü:
5632 km2
4725 km2
Nüfus          :
3.891.000
3,166.000
Başkent      :
Denpasar
Mataram
Din               :
Hindu
İslam

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder